7. Sayı İçindekiler
İçindekiler:
- YAŞAR KEMAL- Emir Yapıcı/ Sayfa 7
Osmaniye sınırları içerisinde olan Gökçedam’da (Hemite) doğar Yaşar Kemal.
Üç buçuk yaşlarındayken, bir kaza sonucu sağ gözünü kaybeder.
...
- UNUT ÇETREFİLLERİ- Enes Sevinç/ Sayfa 10
Geçen akşam sondu.
Son defaydı,
Gözlerim buğusu.
Kirpiklerimde ıslanmıştı.
...
- DİZELER ve DUVARLAR- Serpil Kaya/ Sayfa 11
Günümüzde çok sık kullanılan bir cümle bu: “Şiir kitapları pek satmıyor,”. Gerek kitap almak
için gittiğimiz bir kitapçıda, gerekse kitap dosyası gönderdiğimiz bir yayınevinde bu tarz
cümleler ile çoğu zaman karşılaşır olduk.
Ve bu tezi çürütmeye aday bir de sosyal olgu gelişti aynı zamanda, biz insanlar geliştirdik
bunu elbette: ”Şiir Sokakta”.
...
- HÜZÜN- Fatih Altınbeyaz/ 13
Kendimi bildim bileli, ‘bilme diğim şeylerden’ acı çekiyorum. Bunu laf olsun diye veya matah
bir şeymiş gibi söylemiyorum. Evet, yıllardır işlemediğim suçların sorumluluğu ve ağırlığı var
üstümde...
Neyin beni hüzünlendireceğini, hangi olayın alıp başka diyarlara götüreceğini de bilmem
üstelik...
...
- HÜZNÜN ALACASI- Talip Mutlu/ Sayfa 19
Zifiri karanlık bir geceden kalmayın.
Köhne hayatların arkasında gizlidir yaşam.
Mutluluk bazen nasırlı bir elin sarılmasında barınır.
Ya da bir balıkçının olta ucunda intihar edip,
Masaya meze olan balıkta.
...
- ... OLDU- Göksu Akyüz/ Sayfa 21
Trene vuran ağaç dallarıyla yitirdim.
Sabah oldu gece oldu, geç ya da erken.
...
- KİTAP YORUMU (Altıncı Koğuş)- Sedanur Çidem/ Sayfa 23
anlatmaktadır. Hastanede bulunan eğitimli İvan Dmitriç ile doktor Andrey Yefimıç ile arasında geçen felsefi konuşmalar, daha kitabı elinize alır almaz sizi içine çekecektir.
...
- BILMEK VE BILE ISTEYE YOK ETMEK ÜZERİNE ÖYLESINE ŞEYLER...- Ercan Daşçı/ Sayfa 25
Hakikatin mütemadiyen gizlendiği ve örselendiği böyle bir çağda yetişkin bir birey olmak çok
zor biliyoruz.
Öylesine amansız ve pervasız bir insan silsilesiyle karşı karşıya gelmek, insanı yalnız ve
a’sosyal bir kişilik haline sürükleyebiliyor.
Bunu da biliyoruz .
...
- YEŞİLÇAM’DA VAR BİR “İKİ KUTUP”! (Yazı Serisi- 3)- Pelin Erdoğan /Sayfa 31
Alman sinema eleştirmeni Kracauer vamp filmi türüne değinirken aile düzenini kemiren bu
kadınları, “burjuvanın kutsal aile düzenine yağan lanetli göktaşları”na benzetir. 1920’li-
1930’lu yılların sinemasında, baştan çıkarıcının kişilik boyutu yok gibidir; o kötü olduğu için
kötüdür ve çatışma, kişiler arasında değil, kişiyle kurum arasındadır.
- ZAMAN- Güler İnan/ Sayfa 37
Yavaş yavaş boşalıyor trenlerde ki koltuklar.
Göremez oldum artık insanların elinde kitaplar.
Bir bilseler halleri ne acınası,
Bir çok güzellikten mahrum kalıyorlar.
...
- ÇIKMAZ SOKAK (3. Bölüm)- Gökyüzü/ Sayfa 41
Ağır adımlarla eve dönerken Züleyha ve Nur’u düşünüyordu. Saçma bir sebepten kavga
etmeleri yetmemiş, Züleyha üşenmeden Nur’un peşinden koşup kovalamıştı.
Tuğçe üşenirdi. Düşmanından bile çoğu zaman üşendiği için intikam almazdı. Ama bir
gerçekte vardı ki bazıları intikam almaya bile değmezdi. Çoğu da cahildi. Cahille tartışmaya
girmek zaman israfından başka bir şey değildi.
“Ooo Bücür, yakıyor pijamaların.” sesiyle daldığı düşüncelerinden sıyrıldı.
...
- BİR KADEH RUH- Füsun/ Sayfa 48
Düşündükçe seviyorum seni
Hayal kurdukça hissediyorum;
O soğuk beyaz tenini.
...
0 Yorumlar