Çanakkale // Elif Atlı

by - Mart 19, 2019




Çanakkale... Bir destan yeri, geçmişin izi; geleceğin kalbi olan Çanakkale. Yoklukta kazanılan kahramanca cesurca bir savaş... 103 yıllık bir zaferin adı, ÇANAKKALE...

Yükselen sesler, çarpışan mermilerin değil; şehadet sevincinin sesi, geleceğe atılan en sert adımların sesidir. Çanakkale'ye gidilince fark edilir. Havası bir başkadır, kardeşliği koklarsın orada. Dilin, dinin, ırkın ne olursa olsun bir bütün olmayı görürsün, öğrenirsin. Anlarsın işte; o zaman, o yoklukta kazanılan bu zafer senin içindir, geleceğin içindir...

Cepheden cepheye yiğitlik kokar burası. Nice Ayseller görürsün burada; yiğit çavuşlar, küçük bedenleri ile silah tutanlar...

Süngü taşıyanlarda vardır bizde, Mehmetçiği üşümesin diye dikiş dikenler de. Yas yoktur orada. Vatan, bir olsun sonunda. Çünkü: "Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" dediler en başında. Orada olsaydın, ölmenin bir değeri yok anlardın; eğer vatan kurtulacaksa...

Laz'ı da bizdendir, Çerkez'i de, Kürt'ü de, Türk'ü de. Gökteki bayrağın rengi tektir. Bu nedenle dinleyen düşmanı bile etkiledi türküler. Kalpten kalbe bir yoldur, anlamaz ruhsuz gözler.

Evet, koca bir destan yazıldı bundan tam 103 yıl önce. 3 Kasım 1914'te başlayan silah sesleri, 18 mart 1915'te Türklerin zaferi ile sonuçlandı. Yoksulluk diz boyuydu. O yıl boyunca halk, hep direndi. Açlığa da, soğuğa da... Kazanılan sadece bir kara parçası olmadı hiçbir zaman. Gelecekti, orada düşmanlardan alınan. Bir sabah, düşmanla uyanan halkın silah seslerini ninni bellemiş çocukların, en derin sessizlikleri; sessizlik içindeki, vatan aşkının en buyuk kanıtı: Çanakkale! Nice şehitler verildi orada. Nice Mehmetçikler gömüldü oraya...

Bir ölür bin diriliriz biz!  Bu vatana, dilimizde birdir; bayrağımızda...
Elif Atlı


You May Also Like

0 Yorumlar